Merhamet sultanı
Mekkeliler Hz. Peygamber'i doğum şehri olan Mekke'den
kovmuşlar, on sene kadar sonra da Peygamber, doğduğu şehri fethetmişti.
İşkencelerin ilk on yılı da ilave edilirse, Mekkeliler yirmi yıldan beri
Peygamberlerine işkence ediyorlar, savaş yaparak, acı vererek, mallarını imha
ederek, vs. dinini yaymasına mani oluyorlardı.
Mekke'yi fethettiği zaman Hz. Peygamber münadiler
çıkarttı: "Herkes Kabe'nin önüne, Muhammed s.a.s sizinle konuşmak
istiyor!". Endişeli biçimde herkes toplandı. Binlerce gayr-i müslim
Mekkelinin yanında müslüman askerleri de bulunuyordu. Öğle namazı vakti idi.
Hz. Peygamber müezzini Bilal-i Habeşi'ye ezan okumasını emretti. Hemen Bilal,
Kabe'nin damına çıktı ve okumaya başladı: "Allah'tan başka İlah
yoktur!" Orada hazır bulunan gayr-i müslimler arasında büyük bir kabile
reisi olan Attab b. Esid de bulunuyordu. Esid,
arkadaşının kulağına şunu fısıldıyordu: "Allah'a şükür ki babam öldü,
yoksa (buna) katlanamazdı!"
Hz. Peygamber öğle namazını kıldırdı, sonra
Mekkelilere dönerek, sordu: "Benim ne yapmamı bekliyorsunuz?" Hepsi
utandı, hak etmedikleri bir merhameti isteyecek söz bulamayarak, başlarını
önlerine eğdiler." Hz. Peygamber'in, tüm düşmanların kılıçtan geçirilmesi
emrini verme imkanı, hatta diyebilirim ki, hakkı vardı. Ama O, bunu
yapmadı.
Güç elindeydi, tüm Mekkelilerin mallarını müsadere
etme vasıtalarına sahipti. İktidar elindeydi, herkesi köle yapma gücüne
sahipti. Bunların hiçbirini yapmadı O. Ne yaptı? Mekkelilerin utancı karşısında
onlara şunu dedi: "Bugün hiçbir şeyden sorguya çekilmeyeceksiniz. Gidiniz,
hepiniz hürsünüz!" Az önce, Mekkelileri eleştirmeyen, ama Allah'ı yücelten
ezana bile katlanamayan bu gayrimüslimlerin tepkisi ne oldu? Söz konusu büyük
Attab hemen sıçradı. Kendisini Hz. Peygamber'e takdim ettikten sonra O'na şunu
dedi: "Muhammed; ben, bir büyük Attab'ım -yani İslam 'in büyük bir
düşmanı- Şimdi şehadet ediyorum ki, Allah'tan baksa hiçbir Tanrı yoktur ve yine
şehadet diyorum ki, Muhammed Allah'ın elçisidir!"
Tek o olmadı müslüman. Günbegün tüm Mekke şehri
İslam'ı kabul etti. Ama Attab İslam'a girince, Hz. Peygamber'in mukabelesi
ilginç oldu. Bir an bile tereddüt etmeden Hz. Peygamber Attab'a şunu söyledi:
"Seni Mekke valisi tayin ediyorum". Böylece O, hemen az önce, düşman
olan kimseyi vali tayin etmiş, sonra da şehrin fethi için gelmiş olan Medineli
askerlerden bir tekini bile bırakmaksızın, şehirden çekilmiş ve Medine'ye geri
dönmüştür.
Prof. Dr. Muhammed Hamidullah / Hz. Peygamber Gayr-i Müslimlere Nasıl Davrandı adlı makalesinden
Yorumlar