Kayıtlar

ölüm etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ölüm parıltısı

Resim
Gençti, bunu anlayamazdı. Oysa, o görüyordu. Eşyada hep bir ışıltı vardı. Bir parıltı. Bu, ölüm ışıltısı, bu ölüm parıltısıydı. Onu başkası göremezdi.  İnsan gençken ölüm yalnız mezarlıktadır. Sonra, yaş ilerledikçe, o da, hissedilmeyen bir yavaşlıkla alanını genişletir.  Bir gün gelir, çarşıları, pazarları tutar. Sonra bahçeyi zapteder. Nice geceler, evin penceresine yaslanıp içeri bakar. Avlu duvarından içeri atlar zaman zaman. Derken evi kuşatır ve kaçınılmaz, önlenmez şekilde eve girer. 

Tekrar yaratılış

Resim
Günümüz ateistlerinden birisi bana şöyle sormuştu: "Adamın biri denize düşse, onu balina yutsa, balinayı balıkçılar tutsa, bin parçaya ayırsalar, binlerce insan yese, bu insanlardan biri Asya'da, biri Avrupa'da ölse, biri yansa duman olup gökyüzüne yükselse, şimdi bu de­nize düşen adamı Allah nereden nasıl toplayacak? Ona şöyle cevap verdim:  "Babanın okuduğu Kur'an-ı Kerim'de Yasin Suresi vardır. O sûrenin yetmiş dokuzuncu âyetinde sorunun kısa bir ce­vabı vardır. Müşriklerden birisi mezarlıklardan çürümüş bir kemik getirip Efendimiz'in önünde ufalayarak "Bu çürümüş kemiği kim diriltecek" diye sorar. Rabbimiz de "Onu ilk önce kim yaratmışsa o diriltecek" diye cevap verir.

Endamlı servi

Resim
Mezar taşlarında en yaygın kullanılan ağaç sembollerinden biri "Hayat ağacı" motifidir. Bu motif, orta Asya kökenli bir motif olup, kullanımı M.Ö. 8. yıllara kadar iner. Hayat ağacı ve dalındaki kuş figürleri ölünün kendisini temsil etmekte ve onun Allah katına yükselmesini sembolize etmektedir. Hayat ağacı bolluk ve bereketin simgesidir.  "Meyveli ağaç" ise, insan-ı kamili temsil etmektedir.  Ölüm ve faniliğin sembolü olarak kullanılan "servi ağacı" da mezar taşlarında en çok rastlanan motiflerdendir. Kendine has bir kokusu olan ve yaz-kış yeşil kalan servi, vahdeti, yani birliği sembolize eder. Allah lafzının ilk harfi olan Elif'e de benzetilen servinin rüzgarda sallanırken çıkardığı "HU" sesiyle Allah'ı zikrettiğine inanılır.

Gaflet

Resim
Bir arkadaşımızın cenazesindeydik. Namazda hep şunu düşündüm. Gaflet nasıl bir şey. Cenazeyi kaldıran hocadan yakınlarına kadar ölüme ne çabuk alışıyoruz. Okuldayken hocamız şöyle derdi: İyi ki unutmak var. Yerinde söylenmiş, yerinde kullanılması gereken bir söz. Aksi halde insan ahiret mahrumu olabilir. Bir teneffüs diye düşünebiliriz gafleti yani unutmayı.

Sayılar ve sözcükler

Resim
Şöyle bir başlık görüyoruz manşetlerde: “Irak’ta patlama 91 ölü”, “Gemi battı 25 ölü” “Trafik kazası 29 ölü” Manşetler için derecelendirme yaparsak birinci manşet için çok feci, ikinci manşet için feci, üçüncü manşet için az feci duygusu uyanır. Rakamlar fısıldadı bize bu duyguları. Halbuki trafik kazasında ölenlerin hepsi belki okula giden çocuklardı. Veya gelinle damatın yakınlarıydı, terhis alan askerlerdi. Bu gibi ayrıntılara geçince ölü sayısı önemini kaybediyor. Sözcükler nöbeti devralıyor. İşte yazının gücü.