Kayıtlar

beka etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fena ve Beka

Resim
Fena, yok olmak, silinmek, zeval bulmak anlamına gelir. Istılahta fena, başlangıcı ve sonu olan şey için kullanılır. Nitekim Allah mahlukat için: "Yeryüzünde ne varsa fanidir.” buyurmuştur. Tasavvufta fena, bütün hazlardan sıyrılıp hiçbir şeye karşı haz duymamak anlamına gelir. Öyleki böyle bir kimse kendisinden fani olur, Hakk'la meşgul bulunduğu için bütün eşya ile alakasını kesmiş olur. Beka ise ilk haliyle devam edip gitme, sabit kalma, bir halde sürekli oluş gibi manalara gelir. Istılahi olarak, kulun kendinde olandan geçip Allah’a ait olan ile bir olması demektir. Diğer bir ifadeyle kulun, Hakk’ın emanetlerini kendinin sanırken Hakk’ın olduğunu tahkik etmesidir. Kul, fenadan sonra gelen beka ile nefsine ait şeylerden fani, Hakk'a ait olan şeylerle baki yani nefsinden fani, Hak ile baki olur. Bir diğer ifadeyle dünyadan kalbi rabıtayı koparan kimsenin kalbi, dünya tutkusundan fena bulmuş demektir. Dünya tutkusu ve kötü niyetler fena bulunca fütüvvet ve doğrulu

Bazı tasavvufi kavramların izahı

Resim
Sufi Onlara içleri ve dışları pak olduğu için, yün manasına gelen “sof”dan yapılan elbise giydikleri için, ashab-ı suffa’ya benzedikleri için, Allah’ın huzurunda ilk safta bulundukları için, Allah’a olan muamelesini saf hale getirdikleri için sufi denilmiştir. Bunların içinde sufi kelimesinin sof’dan yapılma elbise giyenlere nisbet edenlerin görüşleri daha kuvvetlidir. Zira ilk dönem zahidlerin yün elbise giydikleri bilinmektedir.  Ebu Hureyre ve Fudayl b. Ubeyd suffa ehlinin hallerinden bahsederlerken onları açlıktan yerlerde sürünen, yün elbise giyinen ve terledikleri zaman yağmur altında kalan koyunlardan çıkan koku gibi bir koku çıkaran kimseler olarak tasvir etmişlerdir. Yün elbise peygamberlerin ve evliyaların giyim tarzıdır. Ebu Musa El-Eşari bu konuyla ilgili Hz. Peygamberin “Şu kayalıklardan yetmiş peygamber geçti. Üzerlerinde aba olduğu halde yalın ayak kabeyi tavaf etmişlerdi.” sözünü nakleder.