Kayıtlar

rivayet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dünyayı satın almak

Resim
Ahireti verip dünyayı satın almayla ilgili bir çok âyet-i kerîme vardır. Müfessirler Tevbe Sûresinin son âyet-i kerîmelerinde, Peygamber Efendimiz (a.s.v.)'dan bir hadis zikretmiş.  Hadisin serbest tercemesi şöyledir:  Benim ve sizin haliniz şuna benzer, diyor Peygamber Efendimiz. Çölde susuzluktan baygınlık derecesine gelmiş insanlar neredeyse bayılmak üzereyken güzel elbiseli, üzerinde yorgunluk işareti de olmayan, suyunu daha yeni içmiş, gözlerinden susuz olmadığı da belli olan bir insan geliyor ve diyorki:  - Susuz musunuz? 

Adalet ve müsamaha

Resim
Dördüncü Halife Hz. Ali'nin hükümranlığı sırasında, Bizans İmparatorluğu'nun büyük toprak parçalarını fethetmiş olan müslümanlar arasında bir iç savaş patlak vermişti. Kaybedilmiş toprakları geri almak için ne güzel bir fırsat!  İmparator Konstantin II, İslam devleti içindeki Hıristiyan tebaaya elçiler yollayarak başkaldırmalarını ister: "Bu, Tanrı tarafından verilmiş bir fırsattır, yönetime karşı başkaldırın! Ben de, bu ortak düşmanımızı süpürüp atmak için bir ordu yollayacağım".  Cevap ne olmuştu?  İslam Devleti'nin hristiyan tebaası ona şu cevabı vermişti: "Dinimizin düşmanlarını sana tercih ederiz!". 

İslam'ın gayr-i müslimlere yönelik uygulamaları

Resim
İslam, önceki peygamberlerin koyduğu yasaları benimsiyorsa, bu, Kur'an tarafından açıklanan (Nisa, 4/24) prensibin sınırları içindedir. Söyle ki: "Haram kılınanların dışında kalanlar size helal kılındı". Yani, yasaklanmamış olan şey helaldir. Bu kural öyleyse genelde Araplarınkine olduğu gibi putperestlerin, müşriklerin uygulamalarına ve adetlerine tatbik edilmektedir. Ve, daha sonra, Müslümanların yerleşmiş olduğu dünyanın bütün mıntıkalarında tatbik edilecektir. Bu yolla İslam yasası yabancı unsurların katkısıyla zenginleşecek, diğer şeyler arasında, yol gösterici olarak bizzat Hz. Peygamber'in tatbikatı yer alacaktır. Sahih-i Buhari'de, Hz. Peygamber direkt bir vahiy, apaçık bir hüküm, yani bir Kur'an ayet i telakki etmediğinde ehli kitabin adetlerine göre amel ederdi, diyen bir hadis bulunmaktadır." Sonuç olarak Hz. Peygamber diğer din mensuplarının uygulamalarını da göz önünde bulunduruyordu.. Mesela İkinci Halife döneminde, yani Hz. Peygamber&

Merhamet sultanı

Resim
Mekkeliler Hz. Peygamber'i doğum şehri olan Mekke'den kovmuşlar, on sene kadar sonra da Peygamber, doğduğu şehri fethetmişti. İşkencelerin ilk on yılı da ilave edilirse, Mekkeliler yirmi yıldan beri Peygamberlerine işkence ediyorlar, savaş yaparak, acı vererek, mallarını imha ederek, vs. dinini yaymasına mani oluyorlardı.  Mekke'yi fethettiği zaman Hz. Peygamber münadiler çıkarttı: "Herkes Kabe'nin önüne, Muhammed s.a.s sizinle konuşmak istiyor!". Endişeli biçimde herkes toplandı. Binlerce gayr-i müslim Mekkelinin yanında müslüman askerleri de bulunuyordu. Öğle namazı vakti idi. Hz. Peygamber müezzini Bilal-i Habeşi'ye ezan okumasını emretti. Hemen Bilal, Kabe'nin damına çıktı ve okumaya başladı: "Allah'tan başka İlah yoktur!" Orada hazır bulunan gayr-i müslimler arasında büyük bir kabile reisi olan Attab b. Esid de bulunuyordu.   Esid, arkadaşının kulağına şunu fısıldıyordu: "Allah'a şükür ki babam öldü, yoksa (buna) k