Kalp temizliği


Bir insan ne kadar iyi niyetli olursa olsun, onda nefis olduğundan kalbine ve aklına bazı kötü şeylerin gelmemesi mümkün değildir. Benim kalbim temiz, ibadete ne gerek var diyenlerin şunu unutmaması gerekir. İneğin kalbi de temiz. Kötülük diye bir şey bilmezler. Eğer cennete girmenin yolu kalp temizliği olsaydı cennete evvela inekler girerdi.

İnekte nefis olmadığından kalbi insandan daha temizdir. Onun kalbine asla kötü şey gelmez. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmaz. Üstelik günde kilolarca süt verir. 


Peygamber Efendimiz ayakları şişinceye kadar namaz kılardı. Haşa onun kalbi temiz olmadığı için mi namaz kılıyordu. Elbette hayır. Çünkü kulluk görevini yerine getiriyor, nimetlerin şükrünü eda ediyordu. 

Allah'ın lütuf ve ihsanlarına karşı Cenab-ı Hakk'a ne derece şükretmemiz gerektiğini bir düşünelim. İşte bu şükür namaz ile başlar. Namaz ise peygamberler ve evliyalar başta olmak üzere bütün müminlerin şahsına farzdır. 

Bizlerin kalbi peygamberler, evliyalar ve asfiyalardan daha temiz olamaz. Eğer namaz ve diğer ibadetler kalbi temiz olanlardan sakıt olsaydı, bu zatların hiçbirinin namaz kılmaması gerekirdi. 

Bir padişah bizi günde on kere çağırsa büyük bir iftiharla, koşa koşa gideriz. Bir padişahın yanına bu şekilde seve seve gittiğimiz halde, kalbim temiz gibi bir bahaneyle Cenab-ı Hakk'ın huzuruna gitmemekte nasıl direnebiliriz. 

Cenab-ı Hak, en yüksek mahiyette yaratığı insana, bütün kainatı hizmetkar yapmış, şuur, idrak ve konuşma kabiliyetini ihtiva eden en büyük hayat mertebesini ona bahşettiği için kemiyet ve keyfiyet itibariyle de en müstesna, en güzel, en gıdalı, en zarif nimetleri onun sofrasına sermiştir. 

Tavuk yem ve darı ile iktifa ederken, insan onun eti ve yumurtasıyla beslenmektedir. Koyun, keçi ve sığır gibi hayvanlar ot ve saman yerken, insan onların etini yemekte, sütlerini içmekte ve bazılarının da yünlerinden istifade etmektedir. Bütün bunlar için şükür gerekmez mi? Şükrü ifade etmenin en iyi, en kapsamlı yolu ise namazdır.

Mehmed Kırkıncı / Hayatım-Hatıralarım


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fena ve Beka

Ortaasya ve Balkanlarda dini gruplar

Ebu Nasr Serrâc et-Tûsî'nin el-Lümâ'sında Tasavvuf, Tevhid, Marifet ve Makamlar