Kayıtlar

Metal çağı

Resim
Yaşadığımız çağ, demirin egemen olduğu bir çağdır. Metal hakimiyeti, her alanda hissediliyor. Köprüsünden gökdelenine kadar büyük mimari ilmik ilmik örülüyor. Her şey önce ahşapla başlamıştı. Babil kulesi belki de ahşaptı. Sonra taş geldi. Yerini aldı. Sonrasında metal hakimiyeti gecikmedi. Uçaklar, arabalar, dayanıklı eşyalar metaldendi. Binalar metalle güçlü hale geldi. Köprüler metal iplerin üzerinden geçiyordu. Savaş sırasında ağır savaş makineleri, bombalar metalin hakimiyetini ilan ediyordu.

Bir Azizin ardından

Resim
Bastığı yeri bile incitmek istemeyen, çevresine ikram eden, insanların dertleriyle ilgilenen, hayvanları gözetip kollayan hal ehli, melek timsal bir insan düşünün. İsmail Ustaosmanoğlu Hocaefendi böyle birisiydi. Hayvanlara karşı özel merhameti vardı. Kendisinde kibir, gururdan eser yoktu. Büyük bir alim olduğu halde hiç çekinmez, lokantalardan tabaklarda bırakılan yemekleri, ekmekleri israf olmasın diye toplar, onları sokak hayvanlarına dağıtırdı.  

Ey Osmanlı geri gel!

Kermil Dağı'nda, köyden az büyük Zichron Yaakov adında bir sevimli kasaba vardır. Şimdi şarapları ve Fransız restoranlarıyla tanınan bu yer 1. Dünya Savaşı'nda İngiliz yanlısı bir Siyonist casus şebekesi olan NILI'nin ini idi. Şebeke üyeleri öndegelen Siyonist göçmenler ve Osmanlı vatandaşı olan bu kişiler Mısır'daki İngiliz ordusu ile ilişki kurup onlara Türk kuvvetlerinin konum ve harekat bilgilerini sızdırarak sonuçta imparatorluğun yenilgisini hazırladılar.  İlişkili oldukları kişilerden biri Haim Weizman'dı. O, isteksiz İngilizlerden zorla Balfour Deklarasyonu'nu koparacak ve Yahudi Devleti'nin ilk cumhurbaşkanı olacaktı.  Bugüne dek NILI İsrail'de saygıyla anıldı. Okul çocukları onun müzesine götürülerek onlara Yahudilerin ancak Yahudilere sadık olacağı öğretildi; eğer bu sadakat için gerekiyorsa herhangi bir güce ihanet edilebilirdi. Onların ülkeleri Osmanlıya ihanet için iyi bir nedeni vardı; çünkü eğer imparatorluk yaşasaydı, ne Yahudi Dev

Ölüm parıltısı

Resim
Gençti, bunu anlayamazdı. Oysa, o görüyordu. Eşyada hep bir ışıltı vardı. Bir parıltı. Bu, ölüm ışıltısı, bu ölüm parıltısıydı. Onu başkası göremezdi.  İnsan gençken ölüm yalnız mezarlıktadır. Sonra, yaş ilerledikçe, o da, hissedilmeyen bir yavaşlıkla alanını genişletir.  Bir gün gelir, çarşıları, pazarları tutar. Sonra bahçeyi zapteder. Nice geceler, evin penceresine yaslanıp içeri bakar. Avlu duvarından içeri atlar zaman zaman. Derken evi kuşatır ve kaçınılmaz, önlenmez şekilde eve girer. 

Gerçek özgürlük

Resim
Anlıyor ve görüyordu ki herşey gelip geçicidir. baki olansa yalnız Allah'tır. Tek olmak Allah'a mahsustur. Mutlak özgürlükte mutlak özgür olan sadece Allah'tır. İnsan ancak Allah'a doğru yol almakla bir parça gerçek özgürlükten tadar. Onun dışında özgür olmak için toplum ilişkilerinden ne kadar kaçsa bunun bir yararı olmaz. Aksine daha beter bir esirliğie ve mahkumluğa saplanır.  İnsan sorumluluklar yüklenerek Allah'a yaklaşır ve böylece de özgür olur. Bunun aksi özgür olmak, adeta sorumluluktan kaçmak olur. Bu kaçma bir çare değil tersine içinden çıkılmaz bir başka tutsaklığın tuzağına düşme ile sonuçlanan zavallıca bir girişimdir. 

Yeryüzü halifesi

Resim
Hani Rabbin, meleklere: "Ben yeryüzünde muhakkak bir halife yaratacağım" demişti de, melekler: "Aaa! Yeryüzünde boz­gunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Biz seni hamdinle tesbih eder ve seni takdis ediyoruz" demişlerdi. Allah da onlara "Muhakkak sizin bilmediğiniz şeyleri ben bilirim" buyurdu. (Bakara 30) Halife: Asilin yerine geçen vekil manasınadır. Musa aleyhisselam kardeşi Harun aleyhisselama benim yerime geç manasında hilafet kelime­sini kullanmıştı.

Hikmetin özü

Resim
Hikmetin özü, ilimle amelin birleştirilmesi, insanın bildikleriyle amel ettiği takdirde Cenab-ı Hakk’ın fazlıyla bilmediklerini de öğrenmesidir.  Bunun tersi de insanın amel etmediği takdirde Cenab-ı Hakk’ın bildiklerini de unutturmasıdır.