Doğru yaşlanan binalar


Oturduğum bina orta yaşlı, bana güven vermiyor. 50 yaşına varmadan yaşlanmış görünüyor. Bir çok sebebi var tabii ki. En başta yanlış temel sistemi ve kalitesiz malzeme kullanımı. Osmanlıda evler kısmen dayanıksız bir malzeme olan ahşaptan yapılır, insanoğlunun faniliği vurgulanırdı. Kamu binaları ise taştan inşa edilir, devletin ebediliği vurgulanırdı. Şu anda böyle bir bilinç yapımız mevcut değil. Günümüzde çoğu bina geçiciliği simgeliyor. Bu kutsal anlamda bir geçicilik değil elbette. Burada fiziki yaşlanmayı vurguluyorum.

Doğru yaşlanma kavramı işte burada devreye giriyor. Tıbbi bir terim. Fakat mimarlıkta da kullanılıyor. Uzun yıllar planlanarak yapılan ve malzemeleri ona göre kaliteli seçilen binalar doğru yaşlanıyor. Ayasofya, Süleymaniye Camii gibi abidevi eserler. Yıllar içinde yıpransalar bile zaman zaman yapılan bakımlarla binanın ömrü uzuyor. Nesiller boyu hizmete devam ediyor. Şu anda, yerli bir anlayışla, mimarimizi geleceğe taşıyacak böyle eserler yapılmıyor. Günümüzdeki hangi bina geleceğe taşıyacak bizi. Şu anki bina stokuyla bu mümkün görünmüyor. Aslında Turgut Cansever’in ifadesiyle Kubbeyi yere koymamak gerekiyor.


Abdullah Kargılı




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fena ve Beka

Ortaasya ve Balkanlarda dini gruplar

Ebu Nasr Serrâc et-Tûsî'nin el-Lümâ'sında Tasavvuf, Tevhid, Marifet ve Makamlar